1 Şubat 2019 Cuma

Kozmetik atıkları ve yere düşen umutlar

Merhaba sevgili geri dönüşüm neferi,


Bu yazıyı okuyorsan anahtar kelimelerden biri seni buraya getirmiştir, memnun oldum ben de senin gibi dünyaseverim.


Ülkemizde, yeni başlayan ücretli poşet uygulamasıyla beraber, geri dönüşüm en popüler konulardan biri! Yaşasın! Her ne kadar işin ücret kısmına yoğunlaşılmış olsa da, reklamın iyisi kötüsü olmazcılardanım. Hem reklamın iyisi kötüsü olmaz hem de 1 adım adımdır. Zamanla daha da ilerme kaydedeceğiz. Ha gayret. 

Şimdi asıl konuyla ilgili anlatacaklarımın ardından, o 1 adımın izinin bile bulunmadığı durumları görünce, belki ne demek istediğimi çok daha iyi hissedeceksin.

Doğada oluşan plastik miktarını azaltmak adına ufak ufak pratiğe dökülen, bu ambalaj atığı toplama yönetmelikleri, poşet uygulamaları derken, aklıma kozmetik atıklarımız geldi.

Son kullanma tarihi geçen, bozulan ya da elden çıkarmak istediğimiz kozmetik atıklarını ne yapıyoruz? Ya da biten kozmetik ürünlerimizin ambalajlarını?

Çöpe atıyoruz. Peki atmalı mıyız?

Kozmetik atıkları doğaya zararlı mıdır, bunun bir geri dönüşümü ya da doğaya zarar vermeden bertaraf etme şekli, yasası, uygulaması var mıdır diye merak ediyorum. Ve biraz araştırma yapıyorum. 

Açıkçası özellikle Türkçe kaynaklara ve Türkiye'de bu konuda ne yapılıyor konusuna baktığım zaman hayal kırıklığına uğruyorum. Çünkü henüz bireysel/evsel kozmetik atıklarımızın, diğer evsel atıklarımızdan ayrı olarak toplanmasına yönelik herhangi bir yasamız dahi yok. 

Oysa konuyla ilgili biraz atık sınıflandırmalarına göz gezdirdiğimizde, kozmetik atıklarının aynı ilaçlar gibi tehlikeli atıklar sınıfına girdiğini görüyoruz. Yani evsel atıklarımızla beraber çöpe gitmemeli ya da kanalizasyona karışmamalı. Dünya kaynaklarının korunması ve dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların sağlığı için; su, hava ve toprağımızla karışmadan bertaraf edilmesi gereken atıklar olduğunu öğreniyoruz.




Türkiye'de evsel kozmetik atıklarının ayrıştırılması ve bertarafı talebini dile getiren 2 akademik kaynakla karşılaştım, ve birinin tarihi maalesef 2018. Yani çok yakın bir geçmişteki akademik çalışmalar dahi henüz talebin dillendirilmesi aşamasında....

İlgili makaleyi buraya bırakıyorum: 

Şimdi bu post sonu ile herkese "HAYDİ KOZMETİK ATIKLARIMIZI, ÇÖPLERE KARIŞTIRMAYALIM, ŞURALARA ŞURALARA BIRAKABİLİRİZ" şeklinde bir listeyle seslenmek isterdim ancak daha yolumuz varmış.

Ancak yine de, bireysel meraka dayalı insani çabamla ulaşamadığım ama varolan farklı bir uygulamamız var ise; konuyla ilgili geri dönüşüm uzmanları ve kimyagerlerin bu yazıyla karşılaşması durumunda yorum ve bilgilerini paylaşmalarını çok isterim. 

Herhangi bir sonuca ulaşmayan bu post, burda bir sinerji yaratır umuduyla paylaşıyorum.


Sevgiler,
vegankozmetik.blogspot.com

Hiç yorum yok: