14 Şubat 2019 Perşembe

Cowspiracy: Sürdürülebilirliğin Sırrı

Merhaba,


Bir belgesel izledim hayatım değişti. Paylaşmam gerek.

Cowspiracy: The Sustainability Secret.


Aslında 2014 yapımı bir belgesel. Ama ben yeni izledim. Uzun yıllardır farkındalık belgesellerine karşı mesafeliyim. İlk hayvan hakları farkındalığına vardığım yıllar içerisinde, izlediklerimle düştüğüm depresif kuyudan çıktıktan sonra, uzun bir mola vermiştim.

Yine temkinli ama istekli ve biraz da hayvan hakları odağından çok "çevre hareketi" temalı belgesellere bakınırken karşılaştım bu kaynak belgeselle.


Amerikalı bir çevrecinin, küresel ısınma farkındalığıyla birlikte, karbon ayak izini azaltmak için günlük yaşantısında hayata geçirdiği kişisel tasarruflar ile yetinmeyip, araştırmaya başlamasıyla ortaya çıkan bir belgesel. Ben de son zamanlarda dünya kaynaklarının tasarruflu kullanılması üzerine evrilen sorumluluk bilinci iç güdümle merakla izlemeye başladım. Ancak iş dönüp dolaşıp öyle yerlere vardı ki, bütün bilincim güncellendi. Spoiler vererek tadını kaçırmak istemiyorum. Hem de herkesin bu aydınlanmaya; raporlu veriler, röportajlar ve tüm gerçekliğiyle sindirerek varmasını istiyorum. Sindire sindire şok olacaksınız.

İçerisinde çok fazla katliam görüntüsü yok. Hassas ve duyarlı insanlar için yer yer rahatsız edici sahneler mevcut. Ancak üstesinden gelinemeyecek kadar değil. Bunu neden belirtiyorum biliyor musunuz? Özellikle vegan, vejetaryen olan ve özellikle vegan, vejetaryen olmayanların yani HERKESİN izlemesini çok istiyorum bu belgeseli!


Cowspiracy: The Sustainability Secret (2014)



Endüstriyel hayvancılığın; okyanuslara, yağmur ormanlarına, atmosfere nasıl bir etkisi olabilir ki?

Pek tabii ki yıllardır kullanılan argümanlar ve bilinen gerçekler var. Ancak etkinin boyutu, o kadar inanılmaz ve inkar edilemez bir işle desteklenmiş ki, köşeye sıkışıyorsunuz.

Konu hayvanlar ya da çevre bile değil artık. İnsanlık, zavallı insanlık, bazı küresel çıkar gruplarının menfaati uğruna kendi sonunu getirmiş aslında...


Netflix Türkiye'de Türkçe alt yazı seçeneği ile izleyebilirsiniz.


Sevgiler,
vegankozmetik.blogspot.com
instagram.com/vegankozmetik

5 Şubat 2019 Salı

Viking WC Temizleyici - Çamaşır Suyu - Vegan

Selamlar yeni vegan olanlar ve vegan kalanlar,


Deterjanlar da mı vegan değil?

Yumuşatıcı da mı hayvanlar üzerinde test ediliyor?
Tuvalet temizliği için vegan ürün var mı?
Vegan çamaşır suyu olur mu?


EVET!


Renkli kozmetik ve kişisel bakımın yanı sıra, vegan ürün arayışında olduğumuz bir diğer alan da hijyen-temizlik ürünleri oluyor. Biraz daha geri planda kalmış olsa da, ev temizliği ürünleri de insan cildi ile temas eden kimyasal bileşenlerden oluştuğu için, hayvanlar üzerinde test edilmiş veya hayvansal içerik ile üretilmiş olabiliyorlar.

Bu sebeple aynı hassasiyetin geliştirilmesi gerekiyor. 

Geçenlerde küçük bir markette dolaşırken ön yüzünde kocaman VEGAN yazan ve V-label logosu bulunan, farklı farklı markaların temizlik ürünlerine rastladım ve çok şaşırdım. Hemen inceleyip birer tane edindim ve kullanmaya başladım. 

Bunlardan biri, Viking marka bir tuvalet temizleyici. Bu ürün aslında kıvamı ve işlevi ile tam bir güvenli çamaşır suyu muadili gibi görünüyor. Asla çamaşır suyu gibi keskin ve rahatsız edici bir kokusu yok. Aksine kullanırken gerçekten harika bir çam kokusu yayılıyor ve tüm kötü kokuları engelleme konusunda da %100 başarılı. Gayet güzel de temizliyor. Günlük wc temizliği için harika oldu.

V-label sertifikalı. Bu sertifika bize, ürününün, hayvansal bileşen içermemesinin yanı sıra hayvanlar üzerinde test edilmediğini de garantiliyor. Logonun ön yüzde kullanılması da harika olmuş. Raflarda direkt olarak dikkat çekecektir, hem arayışta olan veganlar hem de veganlık bilincinin yayılması için.







Bütün bunların yanı sıra toksik kimyasal maddeler içermiyor. Bu da demek oluyor ki, çevreye ve sağlığa zarar vermiyor. Çevre dostu ve sürdürülebilir üretim konusunda bilinçli yerli bir marka olması da şahane. Böylece karbon ayak izimizi de azaltıyoruz.

Fiyatı da inanılmaz uygun. Tüm bu beklentilerimizi karşılayan ürün gruplarındaki markalar gibi pahalı değil kesinlikle, ulaşılabilir bir fiyatta. Umarım hep böyle kalır. Şu aralar küçük zincir marketlerin bir çoğuna kampanyalarla tekrar girmiş olduğunu gördüm. Ayrıca gittigidiyor, hepsiburada gibi bir çok online platformda da mevcut. 

Ben bu ürünü ve marka politikalarını çok sevdim. Umarım vegan logolu ürün çeşitliliği giderek artar.


Sevgiler,
vegankozmetik.blogspot.com

1 Şubat 2019 Cuma

Kozmetik atıkları ve yere düşen umutlar

Merhaba sevgili geri dönüşüm neferi,


Bu yazıyı okuyorsan anahtar kelimelerden biri seni buraya getirmiştir, memnun oldum ben de senin gibi dünyaseverim.


Ülkemizde, yeni başlayan ücretli poşet uygulamasıyla beraber, geri dönüşüm en popüler konulardan biri! Yaşasın! Her ne kadar işin ücret kısmına yoğunlaşılmış olsa da, reklamın iyisi kötüsü olmazcılardanım. Hem reklamın iyisi kötüsü olmaz hem de 1 adım adımdır. Zamanla daha da ilerme kaydedeceğiz. Ha gayret. 

Şimdi asıl konuyla ilgili anlatacaklarımın ardından, o 1 adımın izinin bile bulunmadığı durumları görünce, belki ne demek istediğimi çok daha iyi hissedeceksin.

Doğada oluşan plastik miktarını azaltmak adına ufak ufak pratiğe dökülen, bu ambalaj atığı toplama yönetmelikleri, poşet uygulamaları derken, aklıma kozmetik atıklarımız geldi.

Son kullanma tarihi geçen, bozulan ya da elden çıkarmak istediğimiz kozmetik atıklarını ne yapıyoruz? Ya da biten kozmetik ürünlerimizin ambalajlarını?

Çöpe atıyoruz. Peki atmalı mıyız?

Kozmetik atıkları doğaya zararlı mıdır, bunun bir geri dönüşümü ya da doğaya zarar vermeden bertaraf etme şekli, yasası, uygulaması var mıdır diye merak ediyorum. Ve biraz araştırma yapıyorum. 

Açıkçası özellikle Türkçe kaynaklara ve Türkiye'de bu konuda ne yapılıyor konusuna baktığım zaman hayal kırıklığına uğruyorum. Çünkü henüz bireysel/evsel kozmetik atıklarımızın, diğer evsel atıklarımızdan ayrı olarak toplanmasına yönelik herhangi bir yasamız dahi yok. 

Oysa konuyla ilgili biraz atık sınıflandırmalarına göz gezdirdiğimizde, kozmetik atıklarının aynı ilaçlar gibi tehlikeli atıklar sınıfına girdiğini görüyoruz. Yani evsel atıklarımızla beraber çöpe gitmemeli ya da kanalizasyona karışmamalı. Dünya kaynaklarının korunması ve dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların sağlığı için; su, hava ve toprağımızla karışmadan bertaraf edilmesi gereken atıklar olduğunu öğreniyoruz.




Türkiye'de evsel kozmetik atıklarının ayrıştırılması ve bertarafı talebini dile getiren 2 akademik kaynakla karşılaştım, ve birinin tarihi maalesef 2018. Yani çok yakın bir geçmişteki akademik çalışmalar dahi henüz talebin dillendirilmesi aşamasında....

İlgili makaleyi buraya bırakıyorum: 

Şimdi bu post sonu ile herkese "HAYDİ KOZMETİK ATIKLARIMIZI, ÇÖPLERE KARIŞTIRMAYALIM, ŞURALARA ŞURALARA BIRAKABİLİRİZ" şeklinde bir listeyle seslenmek isterdim ancak daha yolumuz varmış.

Ancak yine de, bireysel meraka dayalı insani çabamla ulaşamadığım ama varolan farklı bir uygulamamız var ise; konuyla ilgili geri dönüşüm uzmanları ve kimyagerlerin bu yazıyla karşılaşması durumunda yorum ve bilgilerini paylaşmalarını çok isterim. 

Herhangi bir sonuca ulaşmayan bu post, burda bir sinerji yaratır umuduyla paylaşıyorum.


Sevgiler,
vegankozmetik.blogspot.com